Oyun oynarken kural değiştirilmez, bu evrensel bir kuraldır. Anca bu kurala uymayan bir anlayış var; Erdoğan yönetimi.
Aklıma iki öykü geliyor: Temel Almanya’ya gitmiş, otobanda karayolları radyosundan anons yapılmış. Dikkat, dikkat! Otoyolda ters şeritten gelen bir araç var, dikkatli olun. Temel, başını sallamış, eliyle de desteklemiş “kaç bir tane, kaç bir tane” demiş.
İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçiminde bir zarftaki 4 oy pusulasından üçünün doğru, dördüncüsünün “hileli” olduğu gerekçesiyle seçimlerin iptal edilmesi. Sonuçta ikinci seçimde İmamoğlu, 13 bin yerine 800 bin oy fark attı.
Geriye gidersek, en kritik seçimlerden birisi, 16 Nisan 2017’deki, parlamenter sistemin kaldırılarak cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesi hakkındaki referandumdur.
Anadolu Ajansı (AA) verilerine göre “Evet” oranı yaklaşık yüzde 51,43, “Hayır” oranı ise 48,57 oldu. Açılan sandıklara göre katılım oranı yüzde 85,5 oldu, 25 milyon 133 bin 391 kişi “Evet” oyu verirken, 23 milyon 758 bin 401 seçmen de “Hayır” dedi. Yaklaşık 800 bin oy da geçersiz sayıldı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, kesin olmayan sonuçlara göre referandumu “Evet”in kazandığını söyledi.
Ardından Erdoğan, hemen Huber köşkünde basın toplantısı yaptı; Bugün, yüzde 86 ile bir seçim gerçekleştirdik. Böyle bir katılım var mı? Bunun yüzde 51,5’unu aldık. Tamam, ve şimdi bazı televizyonlarda filan aç tavuk kendini buğday ambarında sanırmış ya, bu neticeyi küçümsemeye gayret edenler var. Boşuna uğraşmayın. Atı alan Üsküdar’ı geçti, haberiniz yok.” dedi
Evet, atı alıp Üsküdar’a geçtim diyen Erdoğan, daha önce Abdullah Gül’ün görev süresi bittikten sonra 2014’te cumhurbaşkanı seçilmişti. Ülkenin 12. Cumhurbaşkanı oldu. Erdoğan, 16 Nisan 2017 Referandumu ile cumhurbaşkanının partili olabilme hakkının verilmesi ile hemen yeniden partinin genel başkanlığına oturdu, seçildi (21 Mayıs 2017).
24 Haziran 2018’de tekrar cumhurbaşkanlığına seçildi. 13. Cumhurbaşkanı yazan mazbatasını aldı görevine başladı.
TBMM Başkanı Kahraman, Yüksek Seçim Kuruluna bir yazı yazdı ve YSK oybirliği ile karar alıp, 13 rakamını kaldırdı ve sadece “cumhurbaşkanı” yazarak mazbatayı yeniden düzenledi, karar Resmî Gazetede yayınlandı.
7 Temmuz 2018 tarihli Milliyet gazetesinin haberinde şöyle bir bölüm var: CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mazbatasında yer alan ‘13’üncü’ ibaresinin çıkarılmasına ilişkin YSK kararını değerlendirirken, “Bu karar, İsmail Kahraman’ın müracaatı ile alındıysa bu işte bir hinlik var demektir” dedi.
Bu bir “hinlik” midir, yoksa daha “derin “bir şey midir, bunu izlemek gerek diye düşünüyorum.
Anayasa hukukçularına göre, Erdoğan 24 Haziran 2018’de ikinci kez seçildi.
Oysa, Erdoğan için AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, aynı haberde, “Şu anda Sayın Recep Tayyip Erdoğan, cumhuriyet kurulduğundan bu yana 12. Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin de 1. Cumhurbaşkanı” diyordu.
Atı alıp Üsküdar’ı geçti, haberiniz yok, diyenlerin mantığı böyle. Önceki Cumhurbaşkanları, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de gitti, Erdoğan 1. Cumhurbaşkanı oldu.
Olayın nasıl gelişeceği zaten 2018 yılında şekillendirilmiş. Onun için Erdoğan “Türkiye 2018 seçimleri ile yeni yönetim sistemine geçti, yani bu bakımdan, kronometreyi sıfırladı. 2018’de seçilen cumhurbaşkanı, yeni sistemin ilk cumhurbaşkanıdır” diyor.
Bu ne demek? Acaba yeni sistemle “İkinci Cumhuriyetçilerin” beceremediğini, şimdi birileri üzerine koyarak gerçekleştirme çabasında mı diye düşünmeden edemiyorum.
Söylenen sözde, gündeme ait koltuğu değil, Atatürk’ün kurduğu bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devlet yapısını düşünüyorum ister istemez.
Bu gidişe dur diyecek olan da seçmendir. Millet İttifakı, açıkladığı Ortak Politikalar Mutabakat Metnindeki, 9 ana başlık altındaki 75 alt başlıkta 2 bin 300’den fazla hedef, politika ve projeleri seçmene iyi anlatabilirse, bu korku dönemi geride kalır.
