Perşembe, Eylül 19, 2024

Organ bağışını engelleyen 5 yanlış 

Prof. Dr. İbrahim Berber ve Prof. Dr. Ülkem Çakır, Türkiye’nin kadavradan organ bağışında Avrupa ülkelerinden çok geride olmasına yol açan, toplumda doğru sanılan 5 hurafeyi anlattı, organ bağışı yapmak isteyenlere ve ailelere  önemli uyarılar ve önerilerde bulundu


Ülkemizde her yıl 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası kapsamında farkındalık etkinlikleri yapılıyor. Türkiye’de halen 26 bin 892 kişinin organ bekleme listesinde yaşama tutunmaya çalıştığını belirten Acıbadem Ataşehir Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berber ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır “Ülkemizde 2023 yılı itibarıyla toplam 4 bin 192 kişiye organ nakli yapılmıştır. Bu nakillerin 3 bin 652’ si canlı vericili, yalnızca 540’ı kadavra vericidendir. Kadavradan organ bağışının bu kadar düşük olmasının tek bir nedeni olabilir, o da bu konunun halkımıza tam olarak anlatılamamasıdır” dedi.

1. Beyin ölümü gerçekleşmeden organları alabilirler: Yanlış!

DOĞRUSU: Bu yanlış inanış kadavradan nakilin önündeki en büyük engellerden biri. Oysa bitkisel hayatta solunum devam ettiğinden bu hastalar aylarca ya da yıllarca yaşayabilirken, bazen iyileşerek normale dönebiliyorlar. Kişi nefes aldığı müddetçe kendisine bütün tıbbi tedavilerin uygulandığını, beyin ölümünde ise tüm tıbbi desteğe rağmen hastanın hayata dönmesinin kesinlikle mümkün olmadığını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berber “Yoğun bakım ünitelerinde beyin ölümü gelişen kişilere verilen tüm tıbbi desteğe rağmen ortalama 24-36 saat sonra tüm organlar fonksiyonlarını kaybederler. Sadece beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin organları nakil bekleyen hastalara nakledilebilmektedir. Bu donörlerde organlar fonksiyonlarını kaybetmeden önce, en kısa süre içerisinde organların alınarak bekleyen hastalara nakledilmesi gerekir. Tüm süreç Sağlık Bakanlığı denetimindedir. Bu konuda hiçbir endişeye gerek yoktur” ifadesinde bulundu.

2. Organ bağışı günahtır: Yanlış

 DOĞRUSU: Ülkemizde pek çok kişi günah olduğunu sanarak organ bağışına sıcak bakmıyor. Hatta kişi hayattayken, vefatı sonrası başkalarına can vermek üzere organlarını bağışlamış olsa bile, ailesi izin vermezse gerçekleştirilemiyor. Ancak İslam dini dahil büyük dinlerin çoğu organ bağışını destekliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu her fırsatta organ naklinin caiz olduğunu belirterek, organ bağışı ile bir veya birçok insana hayat vermenin büyük sevap olduğunu vurguladı. 

3. “Ben organlarımı bağışladım, aileme söylemeye gerek yok”: Yanlış

 DOĞRUSU: Kişinin hayattayken, vefatı sonrası organlarını bağışlamış olması yeterli olmuyor. Zira pek çok organ bağışı, kişinin beyin ölümüne rağmen aile üyelerinin bu bağışı kabul etmemesi nedeniyle gerçekleşemiyor. Prof. Dr. İbrahim Berber, ülkemizdeki yasalar gereğince, kişinin organ bağışı kartı olsa bile aile üyelerinin izin vermemesi durumunda organların alınamadığını belirterek “Bu nedenle hayattayken, organlarınızı bağışladığınızı ailenizden saklamayıp, olası bir vefat durumunda, organlarınızla başkalarına hayat vermek istediğinizi söylemeniz gerekiyor. Organ bağışlamaktan vazgeçerseniz de bunu ailenize söylemeniz yeterli” dedi.

4. Organımı bağışlarsam sağlığım bozulabilir: Yanlış

DOĞRUSU: Böbrek ve karaciğer nakli canlı vericiden de yapılabiliyor ancak “karaciğerimin bir kısmını ya da böbreğimin birini bağışlarsam sağlığım olumsuz etkilenebilir” endişesi nedeniyle mesafeli bakılabiliyor. Oysa karaciğer kendini yenileyebilen bir organ olduğundan dolayı, canlı bir donörün karaciğerinin bir kısmını bağışlamasının sağlığı üzerine olumsuz bir etkisi olmadığını, yapılan titiz ve detaylı incelemelerde eğer sağlık açısından bir risk tespit edilmezse böbrek vericisi olmanın da ileride hiçbir sıkıntı çıkarmayacağını vurgulayan Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır, tek böbrekle de uzun ve sağlıklı bir ömür sürülebileceğini söyledi.

5. Yanlış: Vücut bütünlüğü bozulur: Yanlış

DOĞRUSU: Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berber, “Kadavra donörden yapılan nakil operasyonunda kadavra donörün cerrahisi, sanki yaşayan bir hastaymışçasına son derece özenli yapılır, dışarıdan bakıldığında vücut bütünlüğünün bozulmamasına büyük özen gösterilir. Ameliyat kesileri yine aynı özenle, estetik dikişlerle dikilerek kapatılır. Alınan organlar alıcı adaylarının bulunduğu merkezlere getirilir ve burada nakil gerçekleştirilir” diyor. 

Türkiye’de 26 bin 892 kişi organ bekliyor

Prof. Dr. Ülkem Çakır, Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre ülkemizde halen 26 bin 892 kişinin organ nakli listesinde, kadavradan organ bağışıyla hayata dönmeyi beklediğini belirterek “An itibarıyla ülkemizde bekleme listesindeki 26 bin 892 kişi her an bulunacak organla hayata yeniden başlamanın hayalini kurmaktadır. Bu hastalardan  bin 290’ı kalp, 157’si akciğer, 2 bin 376’sı karaciğer, 22 bin 775’i böbrek, 285’i pankreas beklemektedir. Unutmayalım ki bırakacağınız en güzel miras hayatta iken yapacağınız organ bağışıdır” dedi. 

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM