Pazartesi, Mayıs 13, 2024

Putin’in Avrupa’daki İstihbarat Ağı ve Savaşı Finansman Metodu -I

Yerli casuslar, bir yörenin insanları arasından devşirilir. Dâhili casuslar, düşman görevlileri arasından, karşı casuslar ise düşmanın casusları arasından seçilir. Ölü casuslar, düşman casuslarına yanlış istihbarat gönderirler. Diri casuslar, rapor vermek için geri dönerler.


Sevgili okurlarım,

Sizlerin de yakından bildiğiniz üzere, Rusya Federasyonu lideri PUTİN, yine kontrollü bir seçim sonucunu açık bir farkla, kazanarak, başarı ile tamamlamıştır. Ben, onunla ilgili, birçok seri makale yazarak, gerçek yüzünü, ortaya koymaya çalıştım. Putin’in gerek cephe, gerekse cephe gerisi savaşlarını, onu uzun zaman sürecinde, yakından tanıyan birisi olarak, ancak burada açıklayabildiğim detaylar çerçevesinde gündeme getirdim. Putin ve onun temsil ettiği, totaliter, baskıcı, faşist, zihniyetin, bütün dünya devletleri ve halkları için, çok tehlikeli olduğunu, üçüncü bir dünya savaşının yakınlaştığını da yine tekrar belirtmek isterim. Rusya Federasyonunun, demokratik, liberal, adil, yasalara bağlı, bir devlet olacağını, defalarca her platformda propaganda çerçevesinde ortaya atan PUTİN, iş hayata geçirmeye gelince, tam tersi davranışlar, sergilememektedir.

Sizce, günümüzde, Rusya Federasyonu demokratik bir devlet yapısına sahip midir? Bir düşününüz! Ülkeyi, çok yakından tanıyan birisi olarak, benim cevabım, her zaman hayır! olacaktır.

Rus halkı, Sovyetler birliği döneminde, devletten her durumda ve eline geçirdiği her imkânda, çalmayı bir beceri, yetenek, açıkgözlülük ve marifet olarak birbirlerine anlatırlardı bunun yanı sıra, çalmayana ise, hemen aptal, enayi bazen de “devletçi“ damgası vururlardı. Rusya’da, Sovyetler birliği döneminde, fasılalarla, akademik inceleme ve araştırma amacıyla, kaldığım yıllarda, hiçbir zaman, şehir efsanesi olarak kulaktan kulağa komünist propagandası çerçevesinde, anlatıldığı gibi, EŞİTLİKTEN ve ADALETTEN söz etmek mümkün olmadığı gibi, rüşvetin son derece normal bir ödeme olduğunu gördüm. En basit işlerde bile, rüşvet mekanizmasının yolsuzluk, ihanet, gasp ve adam kayırma olaylarının, beraberce yürüdüğünü izlemek, inanın insanı çok rahatsız ediyordu.

Bu konuyla ilgili olarak, Rusya ve Sovyetler Birliği genelinden şahsen, sayısız örnekler vermem mümkündür. Askeri tesislerde, görevli olan, mühendis generaller bile, müşteri, firma temsilcisi veya firma yetkilisi konumunda olan kişilerle, sadece bir tanışma amacıyla ön toplantı yapabilmek için, ciddi rüşvetler talep ediyorlardı.

Örneğin, bir fabrikanın genel müdürü, imalat sorumlusu ve başmühendis seviyesindeki, yetkilileri ile yemekli toplantı yapmak için 10.000 Amerikan doları, verdiğimi de hatırlıyorum. Deri almak amacıyla, Başkurdistan’ın (Başkiria) UFA şehrindeki kombinaya, o dönemde Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Sayın Necati Atıl Akkan ile beraber gittiğimizde, herhangi bir ön protokol veya anlaşma yapmadan, öncelikle 15.000 dolar ödediğimizi biliyorum. Bu ödemenin amacının da “bizim mali gücümüz olup olmadığının anlaşılması için“ diye de saçma bir açıklama da getirdiklerini ayrıca belirtmek isterim. O dönemde yine Azerbaycan savaş halindeydi, bize, onlara yardım ediyoruz diye ilave bir açıklama bile ileri sürmüşlerdi.

Rusya Federasyonunun, günümüzde, normal demokratik bir devlet olması için en az “ÜÇ KUŞAK“ geçmesi lazımdır diye değerlendiriyorum. Ancak bu kuşak değişimi başlı başına önemlidir ki her kuşak bünyesinde, ülke yönetimine gelecek olanların da demokrasi kavram ve mantığını içselleştirmiş olmaları gereklidir.

PUTİN’İN cephe gerisi savaşlarını, daha önce, bu sütunlarımda, seri makaleler halinde yazmıştım. Bu dönemde, Putin’in, gerek KIRIM işgalini, gerekse UKRAYNA savaşının önemli bir kısmının finansmanını ajanları vasıtasıyla, ALMANYA’DAN ÇALDIRDIĞI paralar ile yaptığını düşünüyorum. Putin, “askeri operasyonlar“ olarak tanımladığı SAVAŞIN lojistik desteği için, 2014 yılından itibaren “GRU – GLAVNOYE RAZVEDYVATEL’NOYE UPRAVLENİYE -“ yani Rusya Genelkurmay, askeri istihbarat teşkilatı için çalışan JAN MARSALEK isimli işadamını çok akıllıca kullanmıştır.

Çok zeki olan bu işadamı, çalıştığı büyük bir ödeme şirketinin içinden milyarlarca EURO çalarak, bunu Putin’in savaş ve istila etmek zevkini tatmin için kullanmıştır. Jan Marsalek, BND – BUNDES ­ NACHRİCHTENDİENST Alman federal istihbarat teşkilatı ve diğer batılı istihbaratlar tarafından izlenmesine rağmen, yine de GRU ‘nun denetiminde Rusya Federasyonuna son anda kaçarak, yakalanmaktan kurtulmuştur ki bu kaçışın da nasıl olduğunu açıklayacağım.

Şimdi, öncelikle kendisini iyi tanımak için, yeri gelmişken JAN MARSALEK hakkında bilgi vermenin gerekli olduğunu düşünüyorum. 15 Mart 1980 tarihinde, Viyana’da doğan JAN MARSALEK, ilköğrenimini Avusturya’da yapmış, ancak lise eğitimine sıra gelince, yarıda bırakarak okulu terk etmiştir.

Bu kişinin Rusya adına casusluk yapmasında, rol model olan kişinin dedesi HANS MARSALEK olduğunu muhakkak belirtmem gereklidir. Dedesi hakkında da kısaca açıklamalar yaparak, bu ailenin, Rusya ile geçmişe dayanan, sevgi, menfaat ve ideolojik bağlarının, daha iyi anlaşılır olacağını düşünüyorum.

HANS MARSALEK, 19 Temmuz 1914 tarihinde, ÇEK asıllı ebeveynlerden, Avusturya, Viyana’da doğmuştur. Babası inşaatçı, annesi hizmetçi olarak çalışmaktaydı. Aile, işçilerin bulunduğu, fakir ve yoksul bir mahallede oturuyordu. Aile fertlerinin her ikisi de “SOSYAL DEMOKRAT PARTİ“ üyesiydi. HANS MARSALEK, öncelikle eğitimine Viyana’daki, Çek okulunda başlar, daha sonra ise çıraklık yapıp, gerekli olan teknik eğitimi de alarak, matbaa ve gazetelerde önemli bir pozisyon olan, dizgi ustası olmuştur. Biraz daha büyüdükten sonra, “SOSYALİST İŞÇİ GENÇLİĞİ“ üyesi olarak sokak eylemlerine iştirak etmektedir. 1936 ile 1938 yıllarında ise, “faşist rejime direnişte“ aktif rol oynadığı eldeki veriler ve istihbarat arşiv notlarından anlaşılmaktadır. 1938 yılında, zorunlu askerlik hizmetinden sonra, Prag’a kaçtığı ve burada “GÖÇMENLERİN SOSYAL DEMOKRAT ÖRGÜTÜ“ için aktif olarak çalışmış olduğu bilgileri, istihbarat birimleri içinde arşivlerdeki yerini almıştır.

1939 yılında ise, Nazilerin Çekoslovakya’yı işgali ile “komünist direnişe “ katılmıştır. 1940 yılından itibaren ise, Prag ve Viyana’daki KOMÜNİST – ÇEK direniş hareketine katıldığı görülmektedir. Bu faaliyetleri neticesinde, Ekim 1941 tarihinde Prag’da tutuklanarak, Viyana’daki birçok cezaevinde farklı sürelerde hapsedilmiştir. HANS MARSALEK, Eylül 1942 tarihinde ise, KZ MAUTHAUSEN toplama kampına gönderilmiştir. Birkaç hafta sonra “kamp ofisi“ içinde “kâtip“ yani büro memuru olur.

Mayıs 1944 tarihinden itibaren  MAUTHAUSEN ana kampının “II. Kamp ofisi“ içinde de çalışmış olduğu anlaşılmaktadır. Nihayet Amerikan ordusunun toplama kampını kontrol altına alması sonucu, Mayıs 1945 tarihinde, özgürlüğüne kavuştuktan sonra Viyana’ya dönerek Avusturya’nın SİYASİ POLİS ve İSTİHBARAT birimlerine katıldığı tespit edilmektedir.

Bu ünitelerde, daha ziyade çoğunlukla, Neo – Nazi ve kontr – espiyonaj faaliyetleriyle ilgili soruşturmalarla görevlendirildiği görülmektedir. 1946 yılından itibaren Mauthausen Anıtı’nın kuruluşunda ve korunmasında önemli bir rol üstlenip, KZ RAVENSBRÜCK toplama kampından sağ kurtulan ANNİ VAVAK ile evlenmiştir. Bu çalışmalar içinde, Mathausen toplama kampının, Amerikan ordusunun gelmesi nedeniyle, kaçan komutanı, FRANZ XAVIER ZIEREIS Amerikan istihbaratı (OSS) tarafından Kuzey Avusturya’daki PYHRN dağında bulunan av köşkünde saklanırken, tam yakalanacağı anda kaçmaya çalışırken de midesinden vurulmuştur.

Ağır yaralı olarak getirildiği GUSEN askeri hastanesinde Hans Marsalek tarafından sorgulandıktan sonra öldüğü bilinmektedir. Bu sorgulama sırasında çok ciddi belge ve bilgilerin elde edildiği de gözden uzak tutulmamalıdır. Dede Maršálek 9 Aralık 2011 tarihinde Viyana’da ölmüştür. Ancak uzun yıllar boyunca Rus askeri istihbaratına (GRU) çalıştığı şüphesi ile izlenmesi ve kontrol altında tutulması, her zaman istihbarat birimlerinin gündemdeki yerini muhafaza etmiştir.

Dede Marsalek hakkında, bu kısa ancak gerekli olan, bilgileri verdikten sonra, yine torun JAN MARSALEK’İN yaşam öyküsüne devam edelim. Hayatın seyri içinde, yaşamını devam ettirmek için, para kazanma ihtiyacında olan Jan Marsalek, 19 yaşına geldiğinde, bir “e-devlet yazılım“ şirketi kurmuştur. WAP sistemlerini çok iyi bildiği, için, piyasada ismi ve şirketi kısa zamanda tanınır hale gelmiştir. 2000 yılı içinde, WIRECARD isimli ödeme ve finans şirketinin işlerini yapmaya başlar ve bir nevi çözüm ortağı olarak faaliyetini sürdürür. Bu şirket içinde, çalışmalarını ve hazırladığı proje bazlı işlemleri, üst düzey yöneticilere beğendirerek, nihayet 1 Şubat 2010 tarihinde, WIRECARD grubunda, baş işletme sorumlusu olarak göreve alınıp, icra komitesi bünyesinde üyeliğe getirilmiştir.

Jan Marsalek, WIRECARD içinde çalışmasına rağmen, yine de kara para aklama, özel para transferleri gibi finansal operasyonlarını bedeli karşılığında gerçekleştirmektedir. Para transferlerinde daha ziyade Rus Oligarkları ve bazı uluslararası kara para sahibi illegal kişiler ile çalıştığı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda, bazı eski ve aktüel devlet yöneticilerinin, kamuoyuna deklare etmedikleri paralarını da farklı hesaplara transfer ederek %15 bazen %20 civarında komisyon almakta olduğu iddia edilmektedir. Jan Marsalek, 2013 yılında, NATALİA ZLOBİNA ile tanışmıştır. Bu kişi erotik bir model ve aynı zamanda film oyuncusudur. Hatta kırmızı öpücük (red lip) filminde ise öne çıkarak, kamuoyunda popüler bir figür olması da gözden uzak değildir.

Zlobina ve Marsalek, 2013 yılında sevgili oldular ve beraberce seyahat etmeye başladılar; öncelikle Kiev’e gittikleri ve Çernobil’de ise kamp yaptıkları izlenmiştir. Bu arada beraberce YAKUTİA da bulunan kripto çiftliğine de yatırım yapmaları söz konusudur ki bu onların beraberce iş hayatına girdiklerinin başlangıç noktasıdır. Yine bu ikili beraberce hareket ederek, GROZNİ’ye giderler ki bu önemli seyahatin amacı, çeçen lider, KADİROV’un büyük miktardaki kayıt dışı olan paralarını aklayıp sisteme sokmak içindir. Bu para aklama operasyonunu HONG KONG içinde gerçekleştirirler.

Jan Marsalek, Münih şehrinde, Rusya Federasyonu başkonsolosluğunun bulunduğu binanın (Maria Teresa cad. no : 17 81675 Münih) tam karşısında ikamet etmektedir. Bu nedenle kendisinin uzun süre Rus askeri istihbarat elemanları tarafından izlenmiş olduğu BND tarafından değerlendirilmektedir.

Temmuz 2014 tarihi NATALİA ZLOBİNANIN doğum günüdür. Bu doğum günü partisi POSEIDON III isimli yat içinde düzenlenir ve partide Zlobina, Jan Marsalek’i GRU generali “STAS “diye tanınan, STANİSLAV PETLİNSKY ile tanıştırmıştır. Batılı istihbaratlar ve özellikle BND gibi kurumlar, işte bu tarihten itibaren Jan Marsalek’in GRU ile çalıştığına karar vermişlerdir. Bu tanışmanın tesadüf olmadığı ve Rus askeri istihbaratı GRU’nun bir sıcak yanaşma metodu kapsamında planlı bir proje olduğu bilinmektedir. Konuyu izleyen istihbarat birimleri bu istihbarat sızma operasyonunu, inkıtaa uğratma, durdurma yolunu seçmedikleri için çalışma devam edebilmiştir.


Devamı bir sonraki yazıda…

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Tayfun Gözüm

Diğer Yazarlar