2010-2015 arasında E. Büyükelçi Osman Korutürk, CHP’nin dış politika kurmayı olarak görev yaptı. Önceleri genel başkan yardımcısı, bilahare PM üyesi ve TBMM CHP Grubu Dış İlişkiler Komisyonu Sözcüsü idi. 24. Dönemde İstanbul 1. Bölge’den milletvekili seçilmişti. Bu görevi bir dönem yaptı. E. Büyükelçi Faruk Loğoğlu ile koordineli ve işbirliği içinde CHP’de pek de alışık olunmayan lezzetli bir çalışma iklimi oluşturdu. Görev döneminde MYK ve PM’de de, meclis grubunda da akil kimliği ile her zaman saygı gördü ve dikkate alındı.
Korutürk döneminde partinin yurtdışı örgütlerinin temeli atıldı. CHP’nin SE’deki etkinliği arttı. Balkan Konferansı, Kıbrıs Çalıştayı gibi oturumlar yapıldı. Mısır, Irak, gibi ülkelere çalışma ziyaretleri yapıldı. Korutürk, sıradışı bir yaklaşımla CHP’nin ilçe başkanlıklarında 30’un üzerinde konferans verdi, birçok panelde de konuşmacı oldu. Konferans ve paneller parti dışındaki platformlarda da gerçekleşti. TBMM’deki çalışmalarını her yıl bir kitap haline getirerek parti kamuoyuna ve ilgililere sunduk. Bu dört kitabın yanında bir ortak kitap ve iki broşür de sözkonusu. Göreve ilk başladığında hazırladığı dış politika belgeleri de partide ilklerdendi. Geniş bir istişare içinde olduğu güvenilir çevresi vardı. O çevreden hiç komplekssiz beslendi. Bu da hep artısı oldu.
𝙓 𝙓 𝙓
25. Dönem için önseçime giren Korutürk, 176 aday adayı arasında 17. sırada çıktı ve yaptığı bu çıkışla partide ses getirdi. Dedesi Atatürk ile birlikte beş dönem milletvekili ve MYK üyesi olan (Selah Cimcoz), babası 6. Cumhurbaşkanı (Fahri S. Korutürk) olan bir emekli büyükelçinin önseçime katılması siyasi tarihe geçti. Ancak bu önseçimin nasıl cereyan ettiği de parti kamuoyunun malumudur.
Korutürk 2015 sonrasındaki kurultayda il başkanları ve kurultay delegelerinin, parti kamuoyunun yoğun ısrarı ile PM adayı oldu ancak MYK üyesi olarak görev almayacağını beyan edince kurultayın son günü başka bir isim arayışı daha başladı ve o da PM adaylığından çekildi. Yarışa girmek, ikilik yaratmak ve parti yönetimini güç durumda bırakmak istemedi. Girse açık ara kazanırdı. Örgüt tarafından son derece benimsenen, saygı gören bir isimdi. Kurultay Divan Başkanı Engin Altay’dan başvuru dilekçesini çok zor aldım, Altay bu duruma çok üzüldü ve dilekçeyi bir süre geri vermek istemedi. Israrım ve kararlılığımı ortaya koyunca Korutürk adına, istemeye istemeye verdi.
𝙓 𝙓 𝙓
Korutürk, 2015’ten sonra ilgisini dış politika gündeminden de CHP’den de kesmedi. Arkadaşlarıyla makaleler kaleme aldı, CHP’de oluşturulan Dış Politika Danışma Kurulu’na da katılarak partiye katkısını sundu. Ancak sıkça çağrıldığı TV programlarına partideki yetkili kurulların gölgede kalmaması için çıkmayı tercih etmedi. Aynı şekilde basına röportaj ve demeç vermekten de geri durdu. Korutürk halen de Dış Politika Danışma Kurulu’nda.
CHP’nin 2010-2023 arasındaki Kılıçdaroğlu dönemindeki en güçlü dış politika ve dış ilişkiler çalışması nesnel bir tablodur ki Korutürk’ün olduğu dönemdir. Bunu CHP’nin cari genel başkanı Özgür Özel de seçildikten sonra bir televizyon programında teyit etti ve o dönemi örnek alacağını belirtti.
CHP’nin dış politikası, Atatürk’ün temellerini attığı ve Yurtta Barış Dünyada Barış ilkesini öne alan, bölge merkezli ve meselelere Ankara’dan bakan bir anlayışla; gerçekçi ve çok yönlü bir yaklaşımla; Türkiye’nin etrafını istikrar kuşağına çevirme gayreti ile şekillendirilmelidir. CHP, Türkiye’nin yeniden saygın, güvenilir, yerinde arabulucu; yumuşak gücünü kullanarak bölgesinde söz sahibi olan ve kıtasında, küresel ölçekte de dikkate alınan bir ülke olması perspektifiyle çalışmalıdır. Korutürk’ün kamuoyuna yaydığı bu anlayışa sıkı sıkıya sarılmak gerekiyor.
Özgür Özel, partide zayıflayan dış politika alanını milletvekili E. Büyükelçi Namık Tan yanında dışarıdan akademisyen Prof. Dr. İlhan Uzgel’i de MYK’ya alarak güçlendirdi. Bunun yanında Dış Politika Danışma Kurulu’nu da sıklıkla topluyor. Örneğin, 27 Kasım’dan sonra kurul Suriye gündemiyle Esad düşmeden ve düştükten sonra iki kez toplandı. Korutürk de bu toplantılarda her zamanki gibi yer aldı.
𝙓 𝙓 𝙓
E. Büyükelçi Korutürk ile aktif görev döneminin tamamını birlikte geçirdik (Onun daveti ile danışmanlığını yapmış olmam, halen de fahri olarak sürdürmem benim için büyük bir şans ve onurdur). Sonrasında da kopmadık, birlikte üretmeye devam ediyoruz. Diyebilirim ki onun yanında adeta “dış politika doktorası” yaptım.
Şişli Siyasal’da (Şimdi M.Ü. SBF) iki Dışişleri Bakanı hocam olmuştu; Hayrettin Erkmen ve Turan Güneş. Diplomasi hocamız ise Dışişleri’nin biricik sosyalist diplomatı, 12 Eylül döneminde de Barış Derneği başkanı olduğu için tutuklanan E. Büyükelçi Mahmut Dikerdem. Fakat okulda dış politika ve uluslararası ilişkiler hakkında en çok Prof. Dr. Haluk Ülman’dan öğrendim. Lisans ve lisansüstü dersler aldığım Ülman, Ecevit’in de akıl hocasıdır dış politikadaki ve zaten 1970’lerde CHP’de milletvekili ve MYK üyesi olarak da görev yapmıştır. Girit kökenli olan Ülman, Kıbrıs, Ege Kıta sahanlığı, FIR Hattı, adalar gibi konularda Ecevit’e yol göstermiştir. Ondan öğrendiğim en önemli şey, dış politika ve ilişkiler alanında ideolojinin değil ulusal çıkarların geçerli olduğudur. Bir de güçle orantılı hareketi saymalıyım. “Kara,” demişti birgün derste; “Hasan değil, basan alır!” O sözü hiç unutmadım.
Lisans ve lisansüstündeki adını andığım hocalarımdan aldığım dersler, bilgiler Korutürk ile çalışmalarımızda benim için iyi bir altlıktı diyebilirim. Tabii gerek Korutürk ile birlikte çalıştığımız dönemde ve şimdilerde, gerekse öncesinde dış politika ve uluslararası ilişkiler alanındaki gelişmeleri hep takip ettiğimi, geçmişe dönük de okumalar yaptığımı belirtmeliyim. Dahası ise, Korutürk’ün de yüreklendirmesi ile 2011’den bu yana ulusal basındaki gazete ve periyodiklerde kaleme aldığım Türk dış politikası ve uluslararası gelişmelere ilişkin makale ve aktüel yazılar.
Söz konusu alandaki gelişmemi borçlu olduğum bir etken de yine Korutürk’ün dostu ve meslekten çalışma arkadaşı olan çok sayıda diplomatla kurduğum ilişkiler. Tabii bu ilişkiler Korutürk’ün ve arkadaşlarının incelikli cömertliği sayesinde kuruldu. Hepsinden de çok şey öğrendim ve öğreniyorum.
İşte benim dış politika ve uluslararası ilişkiler alanındaki serüvenim.