En büyük suçları işlemek için ya çok vicdansız, ya da çok dindar olmak gerekir
Bir önceki yazıdan devam…
Altının yükselişinde izlenmesi gerekli olan unsurlar mevcuttur. Son 6 ayda % 25, ancak bir yılda ise, %45 oranında fiyat artışları gerçekleşmiş bulunmaktadır. Güncel olarak dikkate alındığında dünya merkez bankalarının bulabildikleri altını (AU) kilitlemeye çalıştıkları görülmektedir. Bunun yanı sıra, finans camiasının dünya liderlerinin de altın stokladığı unutulmamalıdır. Bilindiği üzere altın standardının terk edilmesinden sonra bazı odaklar altın stoklamaya devam etmişlerdir. 1987 yılındaki kara pazartesi, gerçekleşen borsanın durumunun unutulmaması lazımdır. Trump’ın kıdemli danışmanlarından birisi, bir planı maddeler halinde ortaya koymuştur. Herkesin tasarruflarına, yatırımlarına etki edecektir. Güncel olarak panoramaya bakıldığında, İngiliz merkez bankasının çalışanları gece çalışmaya zorlanarak dünyanın en zengin insanlarına teslim edilmek üzere altın külçeleri hazırlamışlardır. Ticari uçuşlarda, birçok kişinin beraberinde altın ve kıymetli metaller götürmesi söz konusudur. Ayrıca Afrika’dan kaçak yollarla altın getirilmesi de bir başka eylemi güncelleştirmektedir.
Tump, Amerika’nın ilk ulusal yatırım fonunu kuran bir başkanlık kararnamesi imzaladı. Bu fon gelir vergilerinin yerini alacak ve sıradan Amerikalılara doğrudan ödemeler yapacak şekilde planlanmış ve oyunun kurallarını değiştiren bir sistem olarak özelliğini muhafaza etmektedir. Bu program çerçevesinde bir trilyon USD dan bile fazla paranın dağıtılması beklenmektedir.
Bu arada Trump’ın tam olarak sonuçlarının bilinmesi pek de kolay olmayan bir açıklaması oldu. Bu da 1 Ocak 2026 itibariyla NESARA ve GESARA uygulamasına başlanacağı idi. Peki bu NESARA ve GESARA nedir?
NESARA ve GESARA, genellikle alternatif çevrimiçi topluluklarda tartışılan, ekonomik öneriler ile komplo teorilerinin bir karışımından türemiş terimlerdir. NESARA, National Economic Security and Reformation Act (Ulusal Ekonomik Güvenlik ve Reform Yasası) ifadesinin kısaltmasıdır. 1990’larda Amerikalı mühendis ve danışman “Harvey Francis Barnard” tarafından önerilen meşru bir ekonomik reform fikirleri dizisi olarak başlamıştır. Barnard, “Draining the Swamp: Monetary and Fiscal Policy Reform (1996)” adlı kitabında planını detaylandırmıştır. Bu plan, ABD’deki ekonomik sorunları çözmek amacıyla gelir vergisinin kaldırılması, bunun yerine zorunlu olmayan mallara uygulanan sabit oranlı bir satış vergisi getirilmesi ve değerli metallerle desteklenen bir para sistemiyle bankacılık sisteminin yeniden düzenlenmesi gibi önlemlerle borcun ortadan kaldırılmasını hedefliyordu. Barnard, bu önerisini Kongre’ye sunmuş ancak tasarı hiçbir zaman dikkate alınmamış veya yasa olarak gündeme getirilmemiştir.
Barnard 2000 yılında önerisini çevrimiçi ortamda paylaştıktan sonra, bu fikir “komplo teorisyenleri” tarafından sahiplenilmiştir. Bunlardan en öne çıkanı, “Dove of Oneness” (Birliğin Güvercini) takma adıyla bilinen “Shaini Candace Goodwin”’dir. Goodwin, NESARA’nın 2000 yılında Başkan “Bill Clinton” tarafından gizlice yasalaştırıldığını, ancak güçlü elitler tarafından bastırıldığını iddia etmiştir. Ayrıca, yasanın duyurulmasının “11 Eylül 2001 saldırıları” ile engellendiğini öne sürmüştür. Goodwin’in versiyonu, Barnard’ın orijinal ekonomik reformlarından tamamen saparak “kitlesel borç affı” ve “Federal Rezerv’in feshi” gibi fantastik unsurlar eklemiştir.
GESARA, yani “Global Economic Security and Reformation Act” (Küresel Ekonomik Güvenlik ve Reform Yasası), NESARA komplo anlatısının küresel ölçekteki bir uzantısıdır. Taraftarları, bunun “küresel para birimi sıfırlaması”, tüm ülkelerin borçlarının iptali, servet yeniden dağılımı ve hatta gelişmiş teknolojilerin devreye sokulması gibi adımları içerdiğini iddia ederler. Bu anlatılara göre tüm bunlar “gizli ama iyi niyetli güçler” veya “uluslararası ittifaklar” tarafından yürütülmektedir. NESARA’nın aksine, GESARA’nın herhangi bir gerçek politika önerisinde veya belgede temeli yoktur; tamamen komplo toplulukları içinde doğmuş, özellikle 2010’ların ortalarından itibaren NESARA mitinin küreselleşmiş, abartılı bir versiyonu hâline gelmiştir.
Bu komplo anlatılarında hem NESARA hem de GESARA, genellikle “ütopyacı vaatlerle” ilişkilendirilir: yoksulluğun sonu, yozlaşmış finansal sistemlerin çöküşü ve “altın çağ” olarak tanımlanan yeni bir refah dönemi. Ezoterik geleneklerdeki “yükselmiş üstat” “St. Germain” gibi figürler ya da “White Dragon Society” (Beyaz Ejderha Cemiyeti) gibi gizli topluluklar bazen bu süreçlerin perde arkasındaki aktörler olarak gösterilir. Bu fikirler zamanla “QAnon” gibi hareketlerle de ilişkilendirilmiş, bazı çevrelerde “büyük uyanış” temalarının finansal karşılığı olarak sunulmuştur.
Eleştirmenler ve araştırmacılar —örneğin “Bellingcat” ve “BBC” gibi kuruluşlar— NESARA/GESARA’yı temelsiz fanteziler ya da açıkça “dolandırıcılık” olarak nitelendirmektedir. ABD’de ya da küresel ölçekte bu yasaların (gizli veya açık) yürürlüğe girdiğine dair hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Örneğin “2022 tarihli Britanya Kolumbiyası Yüksek Mahkemesi” kararı, NESARA/GESARA kapsamında borç affı iddialarını “hukuken geçersiz” olarak reddetmiştir. Şüpheciler ayrıca, Goodwin gibi bazı destekçilerin bağış toplama faaliyetlerine dikkat çekerek bu anlatıların arkasında “maddi çıkar motivasyonları” olabileceğini belirtmiştir.
Kısacası, NESARA başlangıçta marjinal bir ekonomik reform önerisiyken zamanla bir komplo teorisine dönüşmüştür; GESARA ise tamamen kurgusal, küresel bir uzantısıdır. Bu kavramlar, ekonomik sistemlerden umudunu kesen bazı insanlar için bir “umut sembolü” olmaya devam etse de, “doğrulanabilir hiçbir temele” dayanmamaktadır.
Tabii bu yukarıda yaptığım açıklama herhalde Trump için geçerli olmasa gerek ki 2026’nın başından itibaren uygulayacağını söylemektedir. Bu maksatla neler yapar, ne gibi fantazilerini gerçekleştirmeyi planlar bilemeyiz ama finansal sistemde pek de makul olarak kabul edilemeyecek bir çok olayın tetiklenmesini de beraberinde getirebilir. İlave gümrük vergileri gibi yalpalanıp duran ama dünya ticaretinde belirsizlikle dolu bir ortamı da yaratan düşünceye sahip Trump’ın bu konuda da ısrarcı olup dengeleri altüst etmesi beklenebilir.
Gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz…