Çalışma hayatında insanın karşısına türlü türlü insan çıkıyor. Şu ya da bu şekilde hepsi birer tecrübe oluyor. Bazı tecrübeleri yüzünüzde bir tebessüm ile hatırlarken, bazılarını hatırlamak dahi istemiyorsunuz. Ne yazık ki, karşımıza iyi olanlar kadar, o kadar da iyi olmayan insanlar da çıkıyor. Hayat bizi kimlerle karşılaştırırsa karşılaştırsın, bu da bir tecrübedir. Önemli olan yola devam etmek.
Bugün yıllar boyu gerek ülkemizde, gerekse yurtdışında, beraber çalışma fırsatı bulduğum insanlardan bahsedeceğim biraz. Bakalım karşıma nasıl insanlar çıkmış? Ben de nasıl izlenimler bırakmışlar?
Her Devrin Adamları
Bir firmaya girdiğiniz anda sizinle ilk konuşan kişiler arasındadırlar. Genelde gerçekleşen her olayı alaycı bir tavır ile karşılarlar, çünkü başkalarının yaptığı hiçbir şey onların yüksek standartlarına ulaşamaz. Ancak neredeyse hiçbir konuda sorumluluk alıp, ellerini taşın altına koymadıkları için bu standartları kimse deneyimleme fırsatı bulamamıştır.
Son dedikodular hep onlardadır. En taze bilgiye onlardan ulaşılır. Yeterince boş zamanları olduğu için istihbarata ayıracak bol bol vakitleri vardır. Ancak kişiye göre bilgi paylaşırlar. Her şeyi herkese anlatmazlar. Eğer uzun bir süre size bir şey anlatmazlarsa, dikkatli olun. Gündem muhtemelen sizsiniz.
Genelde yönetimden birine veya bir birime sırtlarını dayayıp, orta seviye pozisyonlarda, çok hırslı biri değilim edasıyla çalışırlar. Eğer samimi oldukları yöneticiden uzaklaşırlarsa, bu onlardan çok, yöneticinin gideceğinin işaretidir. Kısa sürede yeni bir koruyucu melek bulurlar.
Her Konudan Şikayet Edenler
Yüzlerinde kronik diş ağrısı çekiyormuş gibi bir ifade ile dolaşırlar. En keyifli anlarında bile bu negatif hava bir gölge gibi ifadelerinin arkasında durur. Kendileriyle alakalı veya alakasız her konuda şikayet edebilir, mutsuz olabilirler.
Yana yakıla değişim gerektiğinden söz ederler. Değişime başlandığında ise kendileri haricinde herkesin değişmesi gerektiğine inanırlar. Bazıları o denli kuvvetli bir negatif enerji yayar ki, kısa bir görüşme tüm yaşama hevesinizi yok edebilir.
Hep Benim Dediğim Olsun-cular
Neredeyse her konuda kendi isteklerinin olması için baskı yapan, olmadığı takdirde herkesin tadını kaçıran insan tipidir. Ekip çalışmasına hiç ama hiç yatkın olmayan bu tarz insanlar, önce ikna, sonra baskı kurma ve ender durumlarda da tehdit ile isteklerine ulaşmaya çalışırlar. Uzlaşma kelimesi sözlüklerinde yoktur.
Ekip çalışmasına hiç ama hiç yatkın olmayan bu tarz kişiler, kendi fikirleri kabul edilmediği takdirde ya ekibe destek olmayıp bir kenara çekilirler ya da süreci baltalamaya yönelik gizli bir mücadeleye girerler. Amaç benim istediğim olmayacaksa, sizinki de olmayacak diyebilmektir.
Hep Mağdur Olanlar
Asla memnun olmayan ve sürekli kendilerine haksızlık edildiğini düşünen insanlardır. Tüm dünya onlara karşıdır. Herkes aynı yemeği yer ama bir tek onların yemeği soğuktur. Herkes aynı ofis koltuğunu kullanır ama bir tek onların koltuğu rahatsızdır. Servis evlerinin uzağından geçer, klima üstlerine üfler, yazın üşürler, kışınsa sıcak gelir.
İntikamcılar
Bu tarz insanlar ile ters düşmek istemezsiniz. Eğer bir konuda onlar ile ters düşerseniz, er ya da geç sizden intikam alırlar. Bunun için acele etmezler. Sessizce zamanını beklerler. Aklınıza öyle vurdulu kırdılı şeyler getirmeyin lütfen. Örneğin iç denetimde bu kişinin amiri olduğu birimde bir uygunsuzluk bulursunuz, bir sonraki denetimde ne yapar eder sizin biriminizi o denetler ve iki uygunsuzluk bulur. Siz ona bir DÖF açarsınız, o size iki tane açar. Bir gün bir tartışmada onunla aynı fikirde olmadığınızı ifade edersiniz, bir sonrakinde o yapar. İntikamını kesinlikle alır.
Benim İşim Değil – ciler
Beğenmedikleri hiçbir iş onların işi değildir. Görev tanımlarını noktası, virgülüne kadar bilirler. Hayatın doğal akışı içinde kendilerinden herhangi bir konuda, çok basit dahi olsa destek istendiğinde, eğer görev tanımlarında yer almıyor ise, hemen reddederler. Oysa bu istek çok basit bir konu veya ekip çalışmasının bir parçası olabilir.
Problem Çıkaranlar
Neredeyse her çözüm için bir problem çıkartırlar. Uzlaşma kelimesi onların da sözlüklerinde yoktur. Yolunda giden, kendi kendine işleyen bir süreci dahi bir şekilde bozabilirler. Takım çalışmasında kimsenin takımında olmasını istemeyeceği kişilerdir. Zaten genelde takım çalışmasından kaçınırlar. Sözlerine konu ne olursa olsun “Hayır,…” diye başlamaları ile bilinirler. İtiraz mekanizmaları adeta otomatiktir. Bugün hava güzel derseniz, akşama yağmur yağacak cevabını bekleyebilirsiniz.
Sessiz Sedasız İşini Yapanlar
Yahu hep mi negatif insanlar var dediyseniz, tabi ki hayır. Gayet olumlu, işine odaklı, keyifli insanlar da var iş hayatında. Bunlardan biri de işini sessiz sedasız yapanlar.
Genelde kişisel popülaritelerini arttırmak yerine işlerine odaklanmayı ve dedikodu trafiğinin dışında kalmayı tercih ederler. İşleri çok iyi hatta kusursuzdur. Kendilerinden istenen bir yardıma neredeyse her zaman olumlu yanıt verirler.
Ne yazık ki, bu kişiler genelde organizasyonda pek yükselemez. İşlerine o denli odaklanırlar ki, çevreleri ve üstleri ile ilişkiler kısmında zayıf kalırlar. Popülaritesi yüksek personeller yükselirken, onlara görev adamı damgası vurulur.
Çözüm Üretenler
Pozitiftirler. Problemlere hızlı çözümler üretmeleriyle bilinirler. Kolay ya da zor fark etmez. Ne yapar, eder, problemi çözerler. Uzlaşmacıdırlar. Takım çalışmasında bu tarz bir kişinin takımınızda olması başarıya ulaşmanızı ciddi anlamda kolaylaştırır
Tüm çalışanlar ile araları iyidir. Bu onlardan ziyade diğer çalışanlardan kaynaklanan durumdur. Kimin ne zaman çözüm üreticilere işinin düşeceği belli olmadığı için herkes onlar ile iyi geçinmeye çalışır.
Çalışma hayatında daha pek çok farklı insan var anlatacağım. Bunlar bugün aklıma gelenler. Diğerleri bir sonraki sefere. Kalın sağlıcakla.
