Perşembe, Ocak 9, 2025

Hiçbir Şey Yapmadan Çok Şey Yapmış Görüntüsü Vermek

Geçen hafta sizlere, çok şey yapmaya çalışırken az şeyler yapabilen yöneticilerden bahsetmiştim. Bu sabah bir arkadaşım aradı ve “Beterin beteri vardır!” diyerek onu hatırlattı.

Hani şu hiçbir şey yapmadığı halde çok şey yapmış görüntüsü veren ve her gün etrafımızda birçok örneğini gördüğümüz “O”nu…

Profesyonel kariyerim boyunca beni rahatsız etmiş olan birçok farklı karakterler oldu ama en çok rahatsız eden birkaç tipin, belki de en başında geleni, hiçbir şey yapmadığı halde çok şey yapmış gibi görüntü verebilenler oldu. İşin en üzücü yanı onlarla hiç mücadele edemedim, aşık atamadım. Onlar çoğu fotoğraflarda ana karakter olmayı güzel başardılar.

Ben onlara “Görünmeyen İcraatların Yöneticileri” diyorum.

İş hayatımın başlarıydı; her sabah işe geldiğimizde camlı odasının önünden geçer ne kadar meşgul olduğunu görür ve günün devamında da hep aynı manzara ile karşılaşırdık: Yoğun bir şekilde telefonla konuşan, bilgisayar ekranına odaklanmış, bir toplantıdan diğerine koşturan “O”.

Şirketin satış departmanının başındaydı ve görünürde oldukça meşgul bir adamdı. Herkes “O”nun bu yoğun çalışmasını takdir eder, departmanın başarısını onun üstün yeteneklerine bağlardı. Ancak, bu yoğunluğun ardında gerçekte ne olduğunu kimse tam olarak bilemezdi.

Ekip toplantılarında sürekli olarak genel ve belirsiz satış stratejilerinden bahsediyor, hiçbir somut plan ortaya koymuyordu. Ekip üyeleri ondan net bir yönlendirme beklerken, onun verdiği talimatlar genellikle yuvarlak ve belirsizdi. Toplantılar uzadıkça uzuyor, ama hiçbir karar alınamıyordu.

Bu durum şirkete yeni gelen “CEO’nun kendisinden satış bölümü ile ilgili detaylı bir rapor istediği ana kadar böyle devam etti ve sonra da olan oldu.

“O”nun Raporu dikkatle okuyan tecrübeli CEO, onun aslında birçok işi başlatıp hiçbirini sonuçlandırmadığını, sürekli olarak toplantı yapıp hiçbir karar almadığını ve ekip üyelerinin başarılarını kendi başarısıymış gibi sunduğunu fark etti.

Hikâyenin nasıl devam edip sonladığını, sizlerin hayal gücüne bırakıp esas konuya dönüyorum.

İş Yapmayan Ama Yapar gözüken Yönetici
Kurumsal dünyanın dinamikleri içinde, başarı ve etkinlik kavramları genellikle somut çıktılarla ölçülür. Ancak bazı yöneticiler vardır ki, bu ölçütlerin tamamen dışında kalmayı başarır. Onlar, hiçbir şey yapmadıkları halde çok şey yaptıklarını sanan ve etrafındaki insanları da bu yanılsamaya inandırmaya çalışan kişilerdir.

Bu tür yöneticilerin en belirgin özelliği, sürekli meşgul görünmeleridir. Toplantıdan toplantıya koşar, elektronik postalarla boğuşur ve telefonlarını ellerinden düşürmezler. Ancak, tüm bu hareketliliğin ardında gerçek bir iş veya değer yaratımı bulunmaz. Onların asıl yeteneği, meşguliyetin bir başarı göstergesi olduğuna dair bir algı yaratmaktır.

Görünürde Meşguliyet
Bu yöneticiler, işyerinde uzun saatler geçirir ve bu süre zarfında neredeyse hiç ara vermeden çalışıyor gibi görünürler. Fakat derinlemesine incelendiğinde, bu zamanın büyük bir kısmının gereksiz toplantılar, anlamsız raporlar ve gösteriş amaçlı etkinliklerle harcandığı ortaya çıkar. Onlar için önemli olan, işin yapılmasından ziyade iş yapılıyor gibi görünmektir.

Kredi Alma Sanatı
Bir diğer yaygın strateji, başkalarının başarılarını sahiplenmektir. Bu yöneticiler, ekiplerinin veya alt kadrolarının elde ettiği başarıları kendi başarıları gibi lanse ederler. Bir projenin başarısında tüm krediyi kendilerine alırken, herhangi bir başarısızlık durumunda sorumluluğu ekiplerine atarlar. Bu şekilde, sürekli olarak başarılı ve etkili bir yönetici imajı çizerler.

Mikro Yönetim ve Kontrol Takıntısı
Bu yöneticilerin bir başka belirgin özelliği ise mikro yönetimdir. Ekip üyelerinin her adımını kontrol eder ve her kararlarına müdahale ederler. Bu, aslında kendi yetersizliklerini örtbas etmenin bir yoludur. Detaylara boğulup büyük resmi görmemek, onların kendilerini iş yapıyor gibi hissetmelerini sağlar.

Sonuçsuz Stratejiler ve Karar Vermekten Kaçınma
Hiçbir şey yapmayan ama çok şey yaptığını sanan yöneticiler, stratejik kararlar almaktan kaçınırlar. Bunun yerine, sürekli olarak analiz yapar, veri toplar ve karar süreçlerini uzatırlar. Bu, bir karar verememenin ya da yanlış bir karar vermenin sorumluluğundan kaçınmanın bir yoludur.

Şirkete Etkileri
Bu tür yöneticiler, kısa vadede şirket için büyük zarar yaratmayabilirler. Ancak uzun vadede, organizasyonun verimliliğini ve çalışanların motivasyonunu düşürürler. Ekipler, gerçek bir liderlik ve yönlendirme eksikliği nedeniyle demotive olabilir ve sonuçta şirketin genel performansı olumsuz etkilenir.

Çözüm Önerileri
Bu durumu düzeltmenin en etkili yolu, somut ve ölçülebilir performans kriterleri belirlemektir. Yönetici performansı, sadece görünürdeki meşguliyetle değil, somut çıktılarla değerlendirilmeli ve ödüllendirilmelidir. Ayrıca, şeffaflık ve hesap verebilirlik kültürü teşvik edilerek, yöneticilerin gerçek katkıları ve eksiklikleri daha net bir şekilde görülebilir.

Sonuç olarak, hiçbir şey yapmadığı halde çok şey yaptığını sanan yöneticiler, kurumsal dünyanın gizli yükleridir. Onların etkili bir şekilde yönetilmesi ve gerçek performans kriterlerine göre değerlendirilmesi hem bireysel hem de kurumsal başarı için kritik öneme sahiptir.

Yazımı şöyle sonlandırmak isterim.
“O”nu hiç unutmayacağım. Onca yıldan sonra hala aklıma geliyor ve acı acı gülümseyerek kendime şöyle diyorum: “Bana iş yönetimi ile ilgili hiçbir şey öğretmedi ama onu izleyerek ilişki yönetimi konusunda epey şey gözlemledim. Gördüklerim hiç bana göre değildi ama iyi ki gördüm. Bazen ne yapacağını değil ne yapmayacağını da görmek gerekir. Ben gerçekten şanslıydım; böyle bir deneyimi çok erken yaşadım.
Dikkat! Çevrenizde “O”ladan epeyce var.

Ali Serdar Süalp

Diğer Yazarlar