Artan maliyetlerin işletmelerin üzerinde büyük yük oluşturduğunu vurgulayan Baran, “Üyelerimiz yatırım ve ticari hayatı yürütme noktasında finansmana erişimde sıkıntılar yaşıyor” dedi
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı konuk ederek, ATO üyelerinin talep, sorun ve görüşlerinin aktarıldığı bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantının açılışında konuşan Baran, hem imalat hem de ticaret tarafında ülke ekonomisinin bel kemiğini oluşturan, toplam istihdamın neredeyse yüzde 75’ini sağlayarak 11,5 milyon insana iş sunan, ihracatın yarısından fazlasını gerçekleştiren KOBİ’lerin finansmana erişemediklerini vurguladı.
Artan maliyetlerin işletmelerin üzerinde büyük yük oluşturduğunu vurgulayan Baran, “Üyelerimiz gerek yatırım gerekse ticari hayatı yürütme noktasında finansmana erişimde sıkıntılar yaşıyor. Ülkemizin enflasyonla mücadele sürecinde, şirketlerimiz bin bir türlü sıkıntıyla boğuşurken, elini taşın altına koyması gereken bankalarımız, aksine kredi geri çağırıyor. Bankacılık sisteminin reel sektörden, reel sektörü de bankacılık sektöründen ayrı düşünmek mümkün değil. Bizler bir bütünüz ve bu bütünlüğün dikkate alınmasını talep ediyor ve somut adımlar bekliyoruz” dedi.
“Enflasyon düzeltmesi vergi doğurmasın”
İş insanlarının kendisini aradığını ve enflasyon muhasebesi nedeniyle kazanmadıkları paranın vergisini ödemek durumunda kalacaklarını aktardığını anlatan Baran, “Enflasyon kaynaklı fiyat yükseliş nedeniyle, işletmeler gerçekte öyle olmadığı halde kar etmiş gibi bir görüntü ortaya çıktı. İşletme sattığı malı, sattığı fiyattan geri alamadı. Her satışta her işlemde öz sermayesinden tüketti. Enflasyon nedeniyle oluşan sanal kârlar işletmelerimizin vergi yükünü artırırken, sermayelerinin de erimesine yol açtı. Enflasyon düzeltmesinin işletmeler için farklı sonuç doğuracağı, finansmanını borçlanma ile yapan, öz kaynağı düşük işletmeler yani borçlu ve öz sermayesi zayıf işletmelerin daha çok vergi vermek zorunda kalacağı belirtiliyor. Bu durum Anayasamızdaki “vergi mali güce göre ödenir” ilkesine aykırı ve vergi adaletini zedeleyecek bir durum. Enflasyon düzeltmesinin işletme sermayelerini güçlendirecek bir unsur olacağının da farkındayız. Bu nedenle, enflasyon düzetmesinin üç ayda bir değil yılda bir kez olacak şekilde, vergisel bir sonuç doğurmadan, muhasebe işlemi olarak değerlendirilmesi ve öyle uygulanmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Kayıt dışını ortadan kaldıracak adaletli ve kapsamlı bir vergi reformu yapılmalı”
Vergi sisteminin kökten ele alınarak, kalıcı refahı sağlayacak, kayıt dışını ortadan kaldıracak adaletli ve kapsamlı bir vergi reformunun yapılması gerektiğini ifade eden Baran, “Reformun temelini, vergi oranlarının düşülerek verginin tabana yayılması oluşturacak. Bununla birlikte idarenin ve denetimlerin etkinliğini artırmak, vergi sisteminin sağlıklı işlemesini sağlayacak” dedi.
Kamu alacaklarına yeniden yapılandırma ve af gibi düzenlemelerin fayda sağlamadığına da dikkati çeken Baran, “Borcunu ödemeyene kolaylık sağlanması, borcunu düzenli ödeyeni de ödememeye yönlendiriyor. Ülkemizde ortalama her iki yılda bir kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına yönelik yasal düzenleme gerçekleştirildi. Eğer faydası olsaydı tekrar tekrar aflar ya da ödeme kolaylıklarına ilişkin çalışmalar yapılmazdı. Bu nedenle vergide kalıcı reform yapılması ve ödemeyenlere yönelik af benzeri düzenlemelerin yapılmayacağının Anayasa ile güvence altına alınması gerektiği kanaatindeyiz” sözlerine yer verdi. Baran, Türkiye’de vergi ile ilgili en temel sorunlardan birinin de kayıt dışı ekonomi olduğunu ifade ederek, “Uzun yıllardan beridir ülkemizde var olduğu bilinen kayıt dışı ekonominin oranının yüzde 25’leri aştığı ifade ediliyor. Kayıt dışı önlenmeden bizim ekonomimizi tamamen sorunsuz hale getirmemiz mümkün olmayacak” dedi.
| “Reel sektörümüzle ortak hareket etmeye önem veriyoruz” |
| ATO yetkililerinin gündeminde yer alan ve reel sektörü yakından ilgilendiren konuları, görüş ve önerilerini aldıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: “Ülkemizin girişimciliğe, yenilikçiliğe ve yüksek katma değerli teknoloji üretimine dayalı, bilgi tabanlı ve rekabetçi ekonomik yapısına kavuşmasında ve sürdürülebilir büyümenin, üretimin ve istihdamın artırılmasında reel sektörümüzle ortak hareket etmeye önem veriyoruz. Bu anlayışla, ticaret ve sanayi sektörlerinde faaliyet gösteren işletmelerimizin üretim, yatırım ve ihracatlarını artırmak için gerekli adımları atmaya devam edeceğiz.” |
