Ortadoğu’da savaş devam ediyor. Amerika “vekiller” aracılı ile Suriye ve Irak’da kendine göre bir düzen kurma peşinde. Öte yandan doğu Akdeniz’e yaptığı yığınakla Hamas ve Hizbullah’ı tehdit eder görünümü veriyor. Ancak görünen o ki tehdit edilen Suriye ile İran. On yıllardır Amerika’nın “uydusu” konumundaki Lübnan ve müttefiki Ürdün de Ukrayna gibi harcanabilir ülkeler konumunda. Bu ülkeler ateşe atılıp, yerleşim yerleri bombalandıkça, insanlar yani çoğunlukla kadınlar ve çocuklar öldükçe Amerika “yapmayın, etmeyin” sözleriyle sanki destek veriyor. Ancak verilen destek Amerika’daki silah üreticilerine. Yollanan silahlar kimi zaman yardım kimi zaman taksitli.
100 Yıldır Irak’ın kuzeyindeki ajanlarıyla oradaki halkı birbirine kırdırarak Irak’ı üç parçaya böldü. Aynı uygulama Suriye’de BOP projesi kapsamında Arap Baharı eylemiyle yapılmakta. Amerika her iki ülkede de petrol kuyularına çöktü. Irak’a yolladığı silahların parasını petrol gelirlerinden kesiyor. Irak işgalinde askerlerinin sakız giderini bile tahsil eden Amerika, Suriye’deki terör gruplarına yolladığı on binlerce Tır dolusu silah, mühimmat ve malzemenin parasını bir gün tahsil etmeyi planlamasına mutlaka katmıştır.
Türkiye Kurtuluş Savaşımızdan sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün “yurtta barış, dünyada barış” prensibini nerede ise 100 yıl korudu. Bu prensip Erdoğan’ın BOP eşbaşkanlığının Arap baharına katılmasıyla kırıldı. Suriye’de meşru rejim karşıtları ile birtakım işlere girişildi.
Filistin sorunu unutuldu, Hamas ile içli dışlı olunuldu. Hamas aşağı, Hamas yukarı… Gazze’de, Hamas kuvvetleri rehinelerle tünellerde, yerüstünde 40 bin sivil öldürüldü
Hamas siyasi büro başkanı İsmail Haniye öldürülüyor, Türkiye bir günlük yas ilan ediyor. Türkiye Hamas liderlerinden birisinin arkasında dururken, şehit olan onlarca askeri için ne yaptı ki?
Bir günlük yas kararının altında Cumhurbaşkanı olarak imzası var ama kararı alan AKP’nin başkanı Erdoğan. Türk bayrağı yarıya indirildi, kimin için bir “terör” grubunun lideri için. Yaser Arafat’ın Filistin Kurtuluş Örgütü karşısında Hamas’a destek veren kimdi Lütfen hatırlayınız.
Bu karara karşı çıkan vatanseverler için “Bazı cibiliyeti bozuk olanlar” demek bir devlet adamına yakışır mı? Bunu okurlarımız değerlendirsin diyorum. Daha önce halka söylenen ağza alınmaz ifadeleri yinelemeyeyim.
Türkiye’nin ulusal bütünlüğü ve onuru için mücadele edenler “cibilliyetsiz” türünden yakıştırmayla durdurulamaz.
Erdoğan kamuoyunda desteğini yitirdikçe dış politikada arayış içinde. Ancak bu dış politika da barışçı değil, savaşçı. Bu durumda Amerika gibi dünya devi ülkelerle nasıl yarışılacak? Onların dünya çapındaki şirketlerinin bütçesi bizim ulusal bütçemizden büyük. Onları “cezalandırmanın” mutlaka bir yansıması olabilir. Örneğin Instagram’a kesilen durdurma cezasını o uygulama üzerinden ticaret yapan onbinlerce insanımız ödüyor. Bunun da bir siyasi yansıması olacaktır. Sabırla hepsini göreceğiz.
