Cuma, Kasım 22, 2024

ABD Başkanlık Seçimleri Hakkında

5 Kasım’da Amerika’da ilgiç bir seçim yapılacak. 2024 başkanlık seçimleri yaklaşırken, eski Başkan Donald Trump ile mevcut Başkan Yardımcısı Kamala Harris arasında yüksek bahisli bir yarışın olasılığı giderek artıyor. Her iki figür de tamamen farklı politik ideolojileri ve destek tabanlarını temsil ettiğinden, bu potansiyel eşleşme, son Amerikan tarihinin en önemli mücadelelerinden biri olacak gibi duruyor. Bu seçimin dinamikleri, kamuoyu duyarlılığı, temel meseleler ve adayların kendi destek tabanlarını harekete geçirme yetenekleri gibi çeşitli faktörlere bağlı olacak.


Adaylar
Donald Trump, Amerikan siyasetinde kutuplaştırıcı bir figür olmaya devam ediyor. Görevden ayrılmasının ardından, onu populizm ve muhafazakarlığın şampiyonu olarak gören sadık bir destekçi tabanı sayesinde Cumhuriyetçi Parti üzerinde güçlü bir kontrol sürdürdü. Kampanyası, göçmenlik, ekonomi ve ulusal güvenlik gibi konulara odaklanacakken, başkanlığı sırasında benimsediği “Önce Amerika” gündemini tanıtmaya devam edecek. Adaylığını etkileyebilecek hukuki sorunlarla karşı karşıya olmasına rağmen, Trump’ın destekçileri sarsılmaz bir şekilde onun arkasında durmaya devam ediyor ve çoğu onu siyasi zulmün mağduru olarak görüyor.

Kamala Harris ise yarışa farklı bir güç ve zorluk seti getiriyor. Güney Asya ve Afrikalı Amerikalı kökenli ilk kadın Başkan Yardımcısı olarak, Amerikan siyasi temsilinde önemli bir değişim sembolü. Harris’in platformu, sosyal adalet, sağlık reformu ve iklim değişikliği gibi konulara vurgu yaparak ilerici seçmenleri ve gençleri cezbetmeyi hedeflemekte. Ancak, düşük onay oranları ve Başkan Yardımcısı olarak etkinliği konusundaki endişeler, başkanlık yarışında onun konumunu etkileyebilir.


Yarışı Etkileyen Anahtar Meseleler
Seçim öncesinde politik manzarayı domine etmesi beklenen birkaç önemli mesele var:

1. Ekonomi:
Ekonominin durumu, başkanlık seçimlerinde her zaman kritik bir faktör olmuştur. Şu anda, enflasyon ve ekonomik toparlanma, birçok Amerikalı için öncelikli endişeler arasında. Trump, önceki politikalarının daha güçlü bir ekonomi yarattığını savunabilirken, Harris, Biden yönetiminin başarılarını vurgulamakta ve devam eden ekonomik zorluklarla başa çıkacağını öne sürmekte. Trump gelir vergisini tamamen kaldırıp onun yerine gümrük tarifeleri ile bütçeyi oluşturacağını söylerken, ekonomistler tarafından bunun mümkün olmadığı söylenmesine rağmen ısrarcı tutumu dikkat çekiyor.

2. Sağlık Hizmetleri:
Sağlık hizmetleri, özellikle COVID-19 pandemisinin ardından, hayati bir mesele olmaya devam ediyor. Harris, kamu sağlığının savunucusu olarak kendini konumlandırarak erişimi ve uygun fiyatlı sağlık hizmetlerini genişletmeyi savunmakta. Trump ise mevcut yönetimin sağlık hizmetlerini ele alışını eleştiriyor ve mevcut politikaları yokedip reform etmeyi vaat ediyor.

3. Sosyal Meseleler:
Yüksek Mahkeme’nin Roe v. Wade kararını bozması, her iki tarafın seçmenlerini de canlandırdı. Harris, üreme hakları ve kadınlar ile genç seçmenlerden destek mobilize etmeye odaklanırken, Trump bu geri dönüşü, muhafazakâr değerlerin zaferi olarak çerçeveleyerek tabanını bir araya getireye çalışıyor. Kadınların kürtaj hakkını ellerinden alacak olmasının kadın oylarında nasıl bir oynamaya neden olacak şimdilik pek kestirilemiyor.

4. Dış Politika:
Ukrayna’daki savaş ve Orta Doğu’daki gerginlikler gibi devam eden uluslararası çatışmalar da seçmenin kararında önemli bir rol oynayacak gibi gözüküyor. Trump, Biden’ın dış politikasına yönelik eleştirileri kullanarak daha agresif bir duruş sergileyebilirken, Harris diplomasi ve çok taraflılığa vurgu yapmayı hedeflemekte. İki zıt yaklaşım burada dikkat çekiyor. Trump NATO’dan bile çekilebilme ve Ukrayna savaşıını bitirme olasılığını öne sürerken, Harris daha dengeli bir yaklaşım gösteriyor.


Seçim Dinamikleri
Trump ve Harris arasındaki seçim dinamikleri birkaç faktörden şekillenecektir:

– Seçmen Katılımı:
Her iki aday için de kendi tabanlarını harekete geçirmek kritik olacak. Trump’ın destekçileri, yüksek katılımı sağlama potansiyeli taşıyan bir heyecanla bilinirken, Harris genç seçmenleri, kadınları ve azınlıkları harekete geçirmeye ve onların oy verme motivasyonunu artırma çalışıyor.

– Belirsiz Olan Eyaletler:
Pennsylvania, Wisconsin ve Arizona gibi anahtar çatışma eyaletleri kritik öneme sahip olacak. Her iki aday da bu bölgelerde kararsız seçmenlere ulaşma çabalarına odaklanıyor ve yerel endişeleri ele alırken daha geniş ulusal mesajlarını pekiştirmeye çalışıyorlar. Ancak Trump’ın son Madison Square Garden mitinginde Porto Rikoluları aşağılayıcı sözleri ve 11 milyon izinsiz göçmenin ilk günden sınır dışı edileceğini açıklaması bazı kesimleri aleyhine döndürmüş de olabilir.

– Tartışmalar ve Kampanya Stratejileri:
Adayların tartışmalardaki performansları ve genel kampanya stratejileri, kamu algısını önemli ölçüde etkilemekte. Trump’ın saldırgan tarzı ile Harris’in daha politikaya dayalı yaklaşımı, farklı seçmen demografileriyle uyum sağlayacak belirgin farklılıklara yol açtığı açık olarak görülüyor.


Sonuç
2024 başkanlık seçimlerinde mevcut Trump-Harris eşleşmesi, gerilim ve heyecanla dolu. Her aday, belirli seçmen gruplarına hitap eden bir Amerika vizyonunu somutlaştırıyor ve bu, bölücü ancak kritik bir seçim için zemin hazırlıyor. Sonuç, ekonomik koşullar, temel sosyal meseleler ve her adayın destekçilerini harekete geçirme yeteneği gibi birçok faktöre bağlı olacak. 5 Kasım seçimlerinde her iki taraf da dinamizmini muhafaza ederken, Harris’in adaylığını açıkladığı ilk günden itibaren yükselen ve Trump’ın üzerine çıkan grafiğinin aşağıya doğru indiği ve halen farkın çok az bir seviyede olduğu da gözüküyor. Velhasıl ilginç bir seçim yaşayacağız.

Ahmet Sükûti Tükel

Diğer Yazarlar