Pazartesi, Eylül 22, 2025

“Kamu ihaleleri büyümenin belirleyici bir unsuru”

ASO Başkanı Seyit Ardıç, kamu ihalelerinin sanayiciler ve müteahhitler için, ülkenin kalkınma vizyonunu doğrudan etkileyen stratejik bir unsur olduğunu söyledi

Ankara Sanayi Odası (ASO), Kamu İhale Kurumu (KİK) ve Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) iş birliğinde düzenlenen “Yapım İşleri İhaleleri Mevzuatında Güncel Değişiklikler” bilgilendirme toplantısı, ASO’nun ev sahipliğinde gerçekleştirildi. ASO Başkanı Seyit Ardıç, kamu ihalelerinin sanayiciler ve müteahhitler için, ülkenin kalkınma vizyonunu doğrudan etkileyen stratejik bir unsur olduğunu söyledi. Mevzuatta yapılan her düzenlemenin iş dünyasının yatırım kararlarını, üretim planlarını ve rekabet gücünü doğrudan etkilediğini dile getiren Başkan Ardıç, “Kamu ihaleleri, sadece şirketlerin değil, aynı zamanda ülkemizin büyüme dinamiklerinin ve uluslararası rekabet konumunun da belirleyici unsurlarından biri. Bu nedenle ihale mevzuatında yapılan her değişiklik; sözleşme yönetimi, maliyet hesaplamaları, fiyat farkı uygulamaları ve yüklenici–idare ilişkileri üzerinde doğrudan etkiler yaratıyor. Güncel düzenlemelerin doğru yorumlanması ve uygulamadaki yansımalarının değerlendirilmesi hem idareler hem de yükleniciler için kritik bir ihtiyaç” açıklamasında bulundu.


“Fiyat farkı sistemi gerçek maliyet yükünü yansıtmakta yetersiz”

ASO olarak üyelerinin karşılaştığı sorunların çözümüne yönelik çalışmalar yürüttüklerini ve çeşitli platformlarda bu sorunları dile getirdiklerini belirten Başkan Ardıç, “Yapım ihalelerinde uygulanan fiyat farkı, mevcut haliyle sektörün karşı karşıya kaldığı maliyet artışlarını yeterince karşılayamıyor. İnşaat işlerinde kullanılan demir-çelikten çimentoya, akaryakıttan elektriğe kadar pek çok temel girdide son yıllarda yüksek artışlar yaşanıyor. Ancak, fiyat farkı sistemi yalnızca sınırlı parametreler üzerinden hesaplama yapmakta; bu da gerçek maliyet yükünü yansıtmakta yetersiz kalıyor” dedi.


“Koruyucu düzenlemelere ihtiyaç bulunuyor”

Ani ve yüksek oranlı artışların yaşandığı dönemlerde, yüklenicilerin büyük bir finansal baskı altına girdiklerini dile getiren Başkan Ardıç, bunların nakit akışlarını yönetmekte zorlandıklarını ve çoğu zaman projelerin sürdürülebilirliğinin riske girdiğini söyledi. Bu durumun yalnızca müteahhitleri değil, kamu yatırımlarının zamanında ve sağlıklı şekilde tamamlanmasını da doğrudan etkilediğini anlatan Ardıç, “Dolayısıyla; daha dinamik, piyasa koşullarını yakından takip eden bir fiyat farkı formülüne, gerçek maliyet artışlarını hesaba katan daha kapsayıcı endekslere ve belirsizlik dönemlerinde ise ek fiyat farkı ya da tasfiye imkânı gibi koruyucu düzenlemelere ihtiyaç bulunuyor” ifadelerinde bulundu.


“Güvenilir ve detaylı verilere ihtiyaç var”

TÜİK’in inşaat sektörüne özel bir veri seti oluşturması gerektiğini de belirten Ardıç, “Ülkemiz ekonomisinin temel taşlarından biri olan inşaat sektörü hem istihdam hem de yatırımlar açısından kritik bir konumda. Ancak, sektörün dinamiklerini doğru analiz edebilmek ve politika üretmek için güvenilir ve detaylı verilere ihtiyaç var” değerlendirmesinde bulundu. Elektronik Kamu Alımları Platformu (EKAP) ve elektronik ihale sisteminin sektörün ihtiyaç duyduğu güven ortamının sağlanması açısından kritik bir role sahip olduğunu anlatan Başkan Ardıç, “Elektronik ihale uygulamaları, kamu idarelerinin ve yüklenici firmaların iş süreçlerini kolaylaştırmakta; ihale belgelerine çevrimiçi erişim, tekliflerin dijital ortamda alınması ve değerlendirilmesi sayesinde zaman ve maliyet tasarrufu sağlıyor. Ayrıca, ihale süreçlerinde insan hatasını en aza indirerek rekabeti artırıyor ve şeffaflığı güçlendiriyor” dedi.


“Sanayi odalarına kayıtlı işletmeler kapsam dışı bırakılmamalı”

Kamu ihalelerinde kullanılan şartnamelerde ve Yerli Malı Belgesi düzenlemelerinde halen “Ticaret Odası üyesi olması gerektiği” açık bir şekilde belirtildiğinin altını çizen Başkan Ardıç, bu ifadenin sanayicileri ve Sanayi Odalarına kayıtlı işletmeleri kapsam dışı bıraktığını ve üretim yapan kesimi hak ettiği biçimde temsil etmediğini dile getirdi.

Bu noktada sanayiciler tarafından güçlü bir şekilde dile getirilen talebi bir kez daha ifade eden Ardıç, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Söz konusu ibare, ‘Ticaret Odası ve/veya Sanayi Odası üyesi olma’ şeklinde düzenlenmelidir. Böyle bir değişiklik; katılımda eşitlik sağlayacak, rekabeti artırarak kaliteyi yükseltecek, yerli üretimi ve sanayicinin emeğini görünür kılacak, kamu ihalelerinin ülkemizin üretim gücünü daha doğru yansıtmasına katkı sağlayacaktır. Böylelikle hem adalet sağlanacak hem de sanayicilerimizin üretim gücü kamu ihalelerine yansıyacaktır. Sanayi Odaları olarak bizler, bu değişikliğin en kısa zamanda hayata geçirilmesini temenni ediyor, bu konuda hepinizin desteğini bekliyoruz.” 

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM