Çalışan sadakati, kurumlarda başarı için en önemli faktörlerin başında gelmeye devam ediyor. Covid-19 salgını ile birlikte 2021 yılında her ay ortalama 4 milyon çalışanın işini bıraktığı ‘Büyük İstifa’ hareketi baş göstermiş, çalışanlar işte esneklik konusunda yaşadıkları çatışmalar ve işin yaşamlarına nasıl uyum sağlaması gerektiğine dair bir yeniden değerlendirme sürecine girmişlerdi.
Sessiz İstifa hareketinin, çalışanlarda azalan motivasyon ve düşük işe katılım olarak çalışma hayatında yerini aldığını söyleyen liderlik danışmanlık hizmetleri firması Egon Zehnder’in ortağı Murat Yeşildere, çalışan bağlılığının bununla birlikte iş dünyasının en önemli gündem maddelerinden biri haline dönüştüğünü vurguladı. Murat Yeşildere, iş ortamında ancak yüksek motivasyon ile çalışan sadakatini artırmanın sağlanabileceğini ekledi.
“Z ve Y kuşağı iş-yaşam dengesinin net olarak kurulmasını istiyor”
Z ve Y kuşağının iş dünyasına farklı bir anlayış getirdiğini belirten Yeşildere, “Anlam / mana arayışı daha baskın olan bu kuşağın temsilcileri, eş zamanlı olarak iş-yaşam dengesinin net olarak korunduğu bir düzen istiyor. Bu dengenin korunmadığı durumlarda ortaya tükenmişlik ya da çalıştığı şirketi terk etme durumu çıkıyor” dedi.
Çalışan sadakati ile çalışan memnuniyeti ve verimliliği arasındaki güçlü bir bağ olduğunu söyleyen Yeşildere, “İyi bir iş yeri kültürü oluşturmak çok önemli. İş yeri kültürü, çalışanların işlerini sevmelerini ve işyerlerine bağlılık duymalarını etkiler. Pozitif bir iş yeri kültürü oluşturmak, değerlere dayalı bir ortam sunmak ve çalışanların kendilerini rahat hissetmelerini sağlamak çok önemli. Aslında dikkat edilmesi gereken çalışanlara sadece kalıplaşmış bir grup özel haklar, programlar ve uygulamalar sağlamak değil, çalışma ortamında derin ve kaliteli ilişkiler inşa edilmesi. Bu nedenle iş liderleri kısa vadede elde edilen sayısal başarılardan ziyade uzun vadede etkisi sürecek olan değerlere odaklanmalılar” diye konuştu.
Güven düzeyi bağlılığın temeli
Araştırmalara göre çalışan bağlılığının temel etkeninin güven üzerine kurulu olduğunu söyleyen Yeşildere, “Çalışanların organizasyonlarda deneyimledikleri güven düzeyi bağlılıklarının temellerini oluşturuyor. Çalışan bağlılığı zamanında doğru adımları atabilmek adına düzenli olarak ölçülmeli. Yüksek güven kültürünün sonucu olarak güçlü bir çalışan deneyimi ile bağlılık ortamı inşa eden organizasyonlar sürdürülebilir ve göze çarpan iş performansına sahip olurlar. Böylece kurum kültürlerini oluşturabilirler.Bu nedenle iş liderleri kısa vadede elde edilen rakamsal başarılara değil, uzun vadede etkisi sürecek olan değerlere odaklanmalılar” diye öneriyor.
