Cuma, Eylül 20, 2024

Rekor için ‘kısıtlama’ dinlemediler, gelecek için ‘4 stratejik hamle’ye odaklandılar

Seda Gök Ticaret Gazetesi

      Türkiye sahip olduğu 200 milyon zeytin ağacı, önümüzdeki sezon için güçlü bir rekolte vaat ediyor. Ülkemizin her köşesinden, yaklaşmakta olan sezon öncesi bereketli bir rekolte için güzel haberler gelmeye başladı. İhracatçı da zeytinyağı taleplerine karşı hazır bir şekilde bekliyor.
      Getirilen ihracat kısıtlamasına rağmen, sektör 2022/23 sezonunda rekor kırarak, tarihinin en yüksek ihracat rakamlarına ulaştı.
      Zeytinyağı ihracatı miktar bazında yüzde 158 artarak 58 bin tondan 150 bin tona, tutar bazında ise yüzde 259 artarak 201 milyon dolardan 723 milyon dolara yükseldi. Sofralık zeytin ihracatı ise bir önceki sezona kıyasla yüzde 7 artarak 184 milyon dolara ulaştı. 2023 yılında toplam sektör ihracatı 871 milyon dolar olarak gerçekleşti ve tam 150 ülkeye ihracat yapıldı.
      2023/24 sezonunun ilk 8 ayında ise sofralık zeytin ihracatı yüzde 13 artışla 190 milyon dolar, zeytinyağı ihracatı önceki sezona kıyasla yüzde 33 düşüşle 437 milyon dolar olarak gerçekleşti.
      Yeni sezon öncesi bir araya geldiğimiz Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Emre Uygun ile sektördeki gelişmeleri bütün yönleriyle ele aldık.

      Son üç yılda zeytinyağına dört kez uygulanan ihracat kısıtlamaları, Türk üreticileri ve ihracatçılarını gelir kaybına uğratarak sektörü olumsuz etkiledi. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu olarak, 24 Mayıs 2024’te sektör temsilcileriyle bir araya gelerek “Dökme ve Varilli Zeytinyağı İhracat Yasağının Kaldırılması” için bir bildiri yayımladık. Bu bildiri ile, dökme ve varilli zeytinyağı ihracatındaki kısıtlamanın ve ton başına uygulanan 200 $ vergi ile birlikte kaldırılmasını talep ettik.
      3 Haziran 2024’te Ticaret Bakanlığı, 1 Kasım 2024’e kadar ihracatçılara 50 bin ton dökme ve varilli zeytinyağı ihracat kotası tanımladı. Ağustos 2024’te ise ek olarak 50 bin ton daha kota tanımlanarak, toplam ihracat kotası 100 bin tona çıkarıldı. Geçtiğimiz günlerde fon ve kısıtlama uygulaması kaldırıldı.
      Kısıtlamının kaldırılmasıyla ayrıca yeni sezon ürünüyle birlikte Türkiye’nin 100 bin tonluk ilave zeytinyağı ihracatının katma değere dönüşeceğini ve zeytinyağı ihracatının yaklaşık 600 milyon dolar artacağını öngörmekteyiz.
      Söz konusu kısıtlama uygulamasının hem iç piyasaya hem de ihracata hiçbir fayda sağlamadığı açıktır. Tedbir kararı alındığında 180 TL olan zeytinyağı fiyatı, 350 TL seviyelerine çıktı. 2022/23 sezonunda 150 bin ton olarak gerçekleştirilen ihracatımız, 2023/24 sezonunda yüzde 70 oranında azaldı. Bu durum sadece ihracatçıları ve üreticileri olumsuz etkilemiş ve Türkiye ile Türk zeytinyağı ihracatçılarının ihraç pazarlarında itibar kaybetmesine yol açtı. Öte yandan, İspanya ve diğer üretici ülkelerde yaşanan rekolte kayıpları ve Türkiye’deki üretim artışı, zeytinyağı ihracatı için önemli bir fırsat sunmuşken, yüksek dünya fiyatlarıyla ihracat yapma potansiyelimiz büyük ölçüde kaçırıldı. Zeytinyağı ihracat kısıtlamaları, ürünlerin uygunsuz koşullarda stoklanmasına ve kalite kaybına neden oldu. Bu süreçteki ekonomik kaybımız yaklaşık 400 milyon Euro civarında. 2024-2025 sezonu öncesi, geçtiğimiz günlerde fon ve kısıtlamanın tamemen kaldırılması umutlarımızı arttırdı. Yeni sezona umutlu giriyoruz. Ticaret Bakanlığımız ile yakın temas halindeyiz. 13-14 Eylül tarihleri arasında yaşanan gelişmelerle bir yandan dökme/varilli zeytinyağı ihracatına getirilen kısıtlama kaldırıldı. Diğer yandan üretici ülkelerle rekabet edebilmemizi teminen ton başına 200 dolar olarak ödenen fon kaldırıldı. Sektör ve yönetim kurulum adına alınan doğru kararlar için emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Zeytin üretiminde güçlü olan diğer üretici ülkelerle karşılaştırarak ağaç varlığı ve verimi özelinde mevcut durumumuzu değerlendirir misiniz? 2023-2024 sezonu için zeytinyağında ve sofralık zeytinde hedefiniz nedir?

      Uluslararası Zeytin Konseyi’nin yayınladığı verilere göre, içinde bulunduğumuz 2023/24 sezonunda dünya zeytinyağı üretiminin yüzde 6 düşüşle 2 milyon 407 bin ton olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Bir önceki sezona göre bu sezon; İspanya’da yüzde 15 artış göstererek 766 bin ton, İtalya’da yüzde 20 artış göstererek ile 288 bin ton, Tunus’ta yüzde 11 artışla 200 bin ton, Yunanistan’da yüzde 43 düşüş ile 195 bin ton ve Türkiye’de yüzde 45 düşüşle 210 bin ton zeytinyağı rekoltesi beklenmekte.
      Yine UZK verilerine göre sofralık zeytinde dünya genelinde yüzde 12 düşüş yaşanması ön görülüyor. En büyük üreticilerden Mısır’da önceki sezona göre değişim olmadan 600 bin ton, İspanya’da yüzde 28 artışla 590 bin ton, Yunanistan’da, yüzde 6 düşüş ile 387 bin ton, Cezayir’de ise yüzde 11 artış ile 286 bin ton ve Türkiye’de ise yüzde 26 düşüşle 445 bin ton üretim bekleniyor. Aynı şekilde Fas ve Tunus da önümüzdeki sezon sofralık zeytin üretiminde düşüş beklenen ülkeler arasında yer alıyor.500 bin aile zeytinden geçimini sağlarken, zeytinin hasatında, budamasında, sofralık zeytin ve zeytinyağına dönüşüm sürecinde fabrikalarda önemli bir istihdam sağlıyor. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği olarak 2028 yılına kadar 1,5 milyon dolar döviz girdisi sağlamayı hedefliyoruz.

2023-2024 sezonunda fiyatlardaki artışlarına bağlı olarak tağşiş pek çok sektörde öncelikli gündem maddesi haline geldi. Bu sorun konusunda ne aşamadayız?  Denetimlerin yetersiz kaldığı ifade ediliyor. Bu konudaki tespitlerinizi paylaşır mısınız?

      İç piyasaya baktığımızda, zeytinyağında en önemli sorun olarak taklit, tağşiş ve kayıt dışı üretim öne çıkmakta. Sektörde özellikle yurtiçi satışlarda yerel pazarlarda, yol kenarlarında ve özellikle internet üzerinden taklit ve tağşiş yaygındır. İç piyasa fiyatlarının regüle edilememesi ve yetersiz denetimlerin sonucunda, tağşişli yağ ve kayıt dışı satışlar kimi yıllarda artış göstermekte.
      Cezaların ve denetimlerin yetersiz kalması, markasız ve uygunsuz ambalajlarda yol kenarlarında yapılan kayıt dışı satışların kontrol edilmesinden başlanarak, tankerler ve depolar bazında kontrollerin artırılmasını zorunlu kılmaktadır. Taklit ve tağşiş ile kayıt dışılığın önlenememesi hem vergi kaybına yol açmakta hem de sektörün büyümesini engellemekte.
      Bu konuda yeterli önlemler alınmadığı ve caydırıcı cezalar uygulanmadığı sürece, kamuoyu nezdinde zeytinyağının sağlıklı ve faydalı bir ürün olduğu imajı zedelenecek. Taklit, tağşiş ve kayıt dışı üretim ve tüketimi engellemek için denetimlerin ve cezai yaptırımların artırılması, daha ağır tedbir ve yaptırımlara ihtiyaç var. Tağşişli zeytinyağı ticareti yapanların nitelikli suçlar kapsamında cezalandırılması gerekmekte olup, tağşişin süreklilik kazanması durumunda ilgililerin ticaretten menedilmesi sağlanmalıdır.

100 kuruş destek bedeli veriliyor. Üretim maliyetlerinin hızlı arttığı günümüzde bu rakamlar çok düşük seviyede kaldı. Bu rakamlar nasıl güncellenmeli? Destekleme modeline ilişkin nasıl bir model öneriyorsunuz?

      Ülkemizdeki zeytinliklerin ortalama büyüklüğü, İspanya ve İtalya gibi rakiplerimize kıyasla oldukça düşüktür ve engebeli coğrafi yapı, üretim ve hasatta zorluklar yaratıyor. Bu durum, üretimde ölçek ekonomisinin sağlanmasını engelleyerek üretim maliyetlerini artırmakta ve rekabetçi fiyatlardan hammadde teminini zorlaştırıyor. Kırsal nüfusun azalması ve yaşlanması da önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmakta.
      Uluslararası rekabette gücümüzü artırmak için; üretimin bahçeden işletmeye nakline kadar geçen tüm aşamalarda, girdi maliyetlerinin daha rekabetçi seviyelere çekilmesi gerekiyor. Ayrıca, AB üyesi üretici ülkelerle rekabet edebilmemiz için üreticilere yönelik desteklerin artırılması, mekanik tarım ve hasadın daha fazla desteklenmesi, kırsalda yaşayan özellikle genç çiftçilerin daha fazla teşvik edilmesi, büyük ölçekli zeytin plantasyonu yatırımlarının destek kapsamına alınması, TARSİM kapsamına aşırı sıcaklıkların ve ani yoğun yağışların getirdiği ürün kayıplarının dahil edilmesi beklenmektedir.
      Şu an üreticiye verilmekte olan zeytinyağında kg başına 80 kuruş ve dane zeytinde 15 kuruş destek, AB ülkelerinde zeytinyağına verilen kg başına 0,90 Euro’ya ulaşan desteklerle kıyaslandığında yetersiz kalıyor. AB üretici ülkeleri ile rekabet edebilmemiz için sofralık zeytine 0,70 TL, zeytinyağına ise 3,5 TL düzeyinde destek sağlanması gerektiğini düşünüyoruz. Verilecek primlerin hasat dönemi başlangıcı olan Eylül-Ekim aylarında açıklanması ve ödemelerin daha erken gerçekleştirilmesi, piyasadaki arz talep dengesinin sağlanabilmesi ve üreticinin geleceği görebilmesi açısından büyük önem taşıyor.

Avustralya pazarına yönelik hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

      Avustralya, Ticaret Bakanlığı’nın yayımladığı “Uzak Ülkeler Stratejisi” kapsamında yer almakta olup, zeytin ve zeytinyağı tüketiminin büyük bir kısmını ithalatla karşılamakta. Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği olarak, pazarın ihtiyaçlarını ve tüketici tercihlerini daha iyi anlamak, Türk marka bilinirliğini artırmak amacıyla ve ülkemiz zeytin ve zeytinyağı sektörü için önemli bir pazar potansiyeli olması nedeniyle Eylül ayında Avustralya’ya Sektörel Ticaret Heyeti düzenledik.
      Bu heyet kapsamında, Fine Food 2024 Fuarına katılım sağlayarak Türk markalarını geniş kitlelere tanıtma fırsatı bulduk. Ayrıca, fuar süresince gerçekleştirdiğimiz tadım etkinlikleri ile Türk zeytin ve zeytinyağının kalitesini ziyaretçilere sunduk.
      Bunun yanı sıra, detaylı pazar araştırmaları yaparak, güçlü dağıtım kanalları oluşturma yönünde önemli adımlar attık. Yerel iş ortakları ile gerçekleştirdiğimiz ikili iş görüşmeleri sayesinde Avustralya pazarında daha güçlü iş birlikleri kurma fırsatları elde ettik. Bu stratejiler doğrultusunda, Avustralya pazarında ihracatımızın arttırılması ve Türk zeytinyağının kalitesinin daha geniş bir kitleye tanıtılması konusunda önemli adımlar attık.

İngiltere pazarını çok önemsiyorsunuz. Serbest Ticaret Anlaşması güncellemeler öncesinde sektöre yönelik pozitif ayrımcılık olabilir mi?

      Gümrük Birliği Anlaşması kapsamında Avrupa Birliği, Türk zeytinyağına yıllık sadece 100 tonluk bir kota tanımaktadır. Birleşik Krallık ise AB’den ayrıldıktan sonra Türkiye’ye yıllık yalnızca 17 ton zeytinyağı kotası tahsis etmiştir. Buna karşın, Fas ve Tunus gibi diğer zeytinyağı üreticisi ülkelere, AB ve Birleşik Krallık büyük miktarlarda vergisiz ihracat avantajları sunmaktadır. AB ve Gümrük Birliğinden ayrılan Birleşik Krallık ile ülkemiz arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması müzakereleri devam ederken, stratejik öneme sahip zeytinyağı sektörüne bu müzakerelerde öncelik verilmesi gerekiyor.
      Türkiye’den Birleşik Krallık’a zeytinyağı ihracatında gümrük vergisinin sıfırlanması, yıllık ortalama 70 bin ton zeytinyağı ihtiyacını İspanya ve İtalya gibi AB ülkelerinden karşılayan Birleşik Krallık pazarında ülkemizin önemli bir pay elde etmesini sağlayacak. Bu sayede, Birleşik Krallık vatandaşları daha uygun fiyatlarla lezzetli ve sağlıklı Türk zeytinyağına ulaşırken, Türk zeytinyağı sektörü de büyüyüp gelişecek. Böylece, her iki ülkenin halkının refahını artıran ekonomik iş birliği ve ticaret fırsatları doğacak. l

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM