Perşembe, Aralık 18, 2025

Öztürk’ten ‘Denizcilik Başkanlığı’ vurgusu

İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) İzmir Şubesi’nin aralık ayı olağan meclis toplantısı, Meclis Başkanı Argun Gündüç’ün yönetiminde, Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk ile meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleşti. Toplantıda konuşan DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk, turizmden ticarete, fuarlardan kruvaziyer yolcu sayısına kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Denizcilik Başkanlığı’nın kurulmasına yönelik çalışmaların yürütüldüğünü belirten Öztürk, “Komisyonda, resmî adıyla bir ‘Denizcilik Bakanlığı’ değil ancak denizcilik alanının ayrı bir ‘Denizcilik Başkanlığı’ yapısı altında ele alınmasına yönelik önemli bir adım atılacağı belirtildi. Bu çalışmanın yaklaşık 5 ile 6 aydır yürütüldüğünü biliyorduk ama ilk kez kamuoyuna açık olarak dile getirilmiş oldu. Edindiğimiz bilgilere göre süreç artık son aşamalara gelmiş durumda. Bunu hem şahsım adına hem temsil ettiğim şube ve odamız adına son derece yerinde ve olumlu buluyorum. Çünkü denizcilik sektöründe daha hızlı karar alınmasına, daha detaylı ve pratik çözümler üretilmesine ihtiyaç var. Mevcut bilgilerimize göre Denizcilik Başkanlığı, yine Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı olacak ancak denizcilik alanı başkanlık düzeyinde, daha güçlü bir yapı ile yönetilecek” dedi.


“Telif ödemelerinde tek ve toplu bir anlaşma modeli hedefleniyor”

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı nezdinde teknelerde yapılan ses desibel ölçümlerine ilişkin bir sürecin yürütüldüğünü söyleyen Öztürk, “Bu ölçümler için hem Bakanlık tarafından hem de ölçümü gerçekleştiren yetkili mühendisler tarafından belirli ücretler talep ediliyor. Rakamların daha makul seviyelere çekilmesi yönünde çalışmalarımız devam ediyor. Konu sadece telif bedelinin ödenmesiyle sınırlı değil. Gürültü kirliliği boyutu da bulunuyor. Telif hakları alanında faaliyet gösteren birden fazla kuruluş bulunuyor ve teknede yayın yapılıyorsa, bu kuruluşların her birinden ayrı ayrı izin alınması gerekiyor. Canlı müzik kavramı da çoğu zaman yanlış anlaşılıyor. Sadece sahnede yapılan performanslar değil teknede radyodan müzik yayını yapılması ya da televizyon üzerinden yayın verilmesi de ‘canlı müzik’ kapsamında değerlendiriliyor ve telif yükümlülüğü doğuruyor. Bu düzenlemeler 1951 tarihli bir yasa çerçevesinde uygulanıyor ve yaptırımları son derece ağır. Para cezalarının yanı sıra, hapis cezasına kadar varan sonuçlar söz konusu olabiliyor. Bu nedenle DTO olarak konuya büyük önem verdik ve ciddi adımlar attık. Süreç çözüme doğru ilerliyor. Hedefimiz; her biri için ayrı ayrı başvuru yapılıp ödeme yapılması gereken 6–7 farklı telif kuruluşu yerine, tek ve toplu bir anlaşma modeli oluşturmak. Bu modelde teknenin kapasitesi, çalışma süresi, sezon uzunluğu ve faaliyet gösterdiği bölge gibi kriterler dikkate alınacak” diye konuştu.


Deniz turizminde kimlik bildirimi zorunluluğu

Öztürk, deniz turizmi alanında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirilen yeni tedbirlerin bulunduğunu belirterek, bu düzenlemelerin öncelikli olarak kayıt dışılıkla mücadeleyi hedeflediğini ifade etti. Söz konusu uygulamaların aynı zamanda kültürel mirasın korunmasına yönelik önemli adımlar içerdiğini kaydeden Öztürk, “Bu kapsamda hem deniz turizmini hem de konaklama sektörünü ilgilendiren bazı kritik kararlar yürürlüğe girmiş durumda. Kısaca özetlemek gerekirse; konaklama sektöründe kimlik bildirimine ilişkin düzenlemelere benzer şekilde, deniz turizmi araçları, marinalar, liman ve kıyı tesislerini işletenler ile deniz turizm aracı kiralayanlara da kimlik bildirme yükümlülüğü getirildi. Bu kapsamda, deniz araçlarında konaklayan ya da seyahat eden kişilerin kimlik bilgileri ile giriş–çıkış kayıtlarının tutulması ve kolluk kuvvetlerine bildirilmesi zorunlu hale geldi. Artık birçok alanda olduğu gibi deniz turizminde de daha sıkı bir disiplin sürecine girildiğini görüyoruz. Bunun temel amacı denizde olası bir acil durumda, teknede kaç kişinin bulunduğunun net olarak bilinmesi. Bu, tamamen can güvenliğiyle ilgili bir konu. Edindiğim bilgilere göre net olmamakla birlikte bir yıl içerisinde üç kez kapasitenin üzerinde yolcu taşıyan işletmelerin turizm işletme belgesinin iptali söz konusu olabiliyor” dedi.

“On-Board uygulamaları denizcilik gündeminde”

Gemiye katılacak gemi adamlarının dünyanın farklı noktalarında vizesiz ya da transit vizeyle gemiye katılabilmesine olanak sağlayan ‘on-board’ uygulamalarının uzun süredir gündemde yer aldığını söyleyen Öztürk, “Zaten acenteler aracılığıyla bu işlemler pratikte yürütülüyor. Bu konunun artık daha yüksek sesle konuşulmaya başlanması bile başlı başına önemli bir gelişme. Denizciler söz konusu olduğunda kapsamın genişletilip genişletilmeyeceğini zaman gösterecek. Türk denizcilerinin ve kaptanlarının uluslararası alanda yeniden güçlü şekilde varlık göstermesi, bu tür düzenlemelerin hayata geçmesiyle mümkün olacak. Zaman zaman gecikmeler ve aksaklıklar yaşansa da en azından artık bu meselelerin tartışılmaya başlanmış olması umut verici” diye konuştu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM